top of page

Çimenlik Kalesi

Çimenlik Kalesi'nin hikayesi, boğazın stratejik öneminin farkına varan büyük bir vizyonla başlar. 1462 yılında Fatih Sultan Mehmed'in emriyle inşa edilmiştir. Evet, İstanbul'un fethinin o büyük mimarı, buranın, yani Boğaz'ın güvenliğinin ne denli hayati olduğunu çok iyi biliyordu. Kalenin yapılış amacı basitti ama etkisi büyüktü: Boğazı Marmara yönünden gelebilecek düşman gemilerine karşı korumak ve Osmanlı'nın denizlerdeki varlığını pekiştirmek.

Başlangıçta daha mütevazı bir karakol yapısında olan kale, zamanla birçok padişahın eli değerek büyümüş ve güçlenmiştir. Özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda yapılan yenilemeler ve eklemeler ile bugünkü heybetli görünümüne kavuştu. Onun taşları, Osmanlı'nın yükselişini, duraklamasını ve yeniden var olma mücadelesini sessizce kaydeder.

Çimenlik Kalesi'nin tarihteki en can alıcı rolü şüphesiz 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşları sırasında gerçekleşti. Sadece bir yapı değil, adeta bir kahraman gibi, düşmanın "geçilmez" denilen boğazı zorlama teşebbüsüne karşı dimdik ayakta durdu.

Kalenin burçlarındaki toplar, vatanın namusunu korumak için gürleyen birer ses oldu. Mermiler, şarapneller ve o günlerin büyük umudu, kalenin duvarlarına sinmiştir. O gün atılan her mermi, sadece çeliği değil, aynı zamanda bir milletin özgürlük arzusunu temsil ediyordu.

Bugün Çimenlik Kalesi, ihtişamlı geçmişiyle barış içinde duruyor. İçinde barındırdığı Çanakkale Savaşları ile ilgili objeler ve düzenlemeler ile ziyaretçilerini o destansı günlere bir yolculuğa çıkarıyor. Kalenin avlusunda yürürken, sanki rüzgar, topçuların seslerini ve askerlerin yeminlerini size fısıldar gibidir.

Bu kale, sadece taş ve harçtan ibaret değildir; o, bir milletin bağımsızlık aşkının, büyük bir komutanın ileri görüşlülüğünün ve isimsiz kahramanların fedakârlığının kalıcı bir anıtıdır. Çimenlik Kalesi'ne bakmak, Çanakkale ruhunu anlamaktır.

Qulture

bottom of page